5 Mart 2010 Cuma

ilk iki yürüyüşü konya'da başladı

pazartesi 13:00 de 6 + 1 bir şeklinde yola çıkıyoruz izmir'den konya'ya doğru.buradan we believe kardeşimede bize sağladığı nezih seyahat ortamı için teşekkürü borç bilirim.çok neşeli ve bol kahkahalı bir ekibiz. yaklaşık 13 saatlik yolculuğumuzda kahkahasız bir 10 dakika bile geçmiyor diyebilirim.mustafa abi beni doğrularcasına gece saat 5'de çay içmek için durduğumuz bir kamyoncu lokantısında şöyle diyor."bir kilo biftek yeseniz bu kadar yarayamazdı."ilk anda anlamıyorum, sonra hep güldüğümüzü ekleyince anlıyorum. esasında hepimizin hayatlarında ayrı ayrı sıkıntılar, kaygılar, kavgalar, gürültüler ve hayal kırıklıkları olmasına rağmen o maç günü bunların hiçbiri yokmuşcasına bir sohbetin hakim olması neşenin hiç eksik olmaması. olay bu zaten o maç günü olmsuzlukların hepsi yok oluyor. o yüzdende şöyle tezahürat lar olabiliyor. "bu sevda bitmez, bu hasret bitmez isteyene gider hiç farketmez".


yolda ana konumuz her zaman futbol olsa da zaman zaman konunun bayağı dışına çıkabiliyoruz. eskisi gibi bir heyecan yok içimde. bunun başlıca sebepleri yönetim zaafı ile teknik kadro'nun altyapı'dan gelmesi. çünkü eğer sezon içinde teknik direktör gönderip (bence o teknik direktörün zaten hiç karşıyaka'ya gelmemesi lazımdı.) yerine alt yapı hocalarını getirmek sanki ligde 8. sırada olup ta en büyük düşüncenizin önümüzdeki sezonun kadrosuna altyapıdan futbolcu monte edebilirmiyiz olması durumunda yapılabilir bir hamledir alt yapı hocalarıyla devam etmek. fakat bizim hedefimiz her ne kadar yönetim tarafından benimsenmesede ilk 2 den gitmektir. geçen seneki gibi bir playoff'u gerçekten yüreğim kaldıramayabilir. böyle karmaşık bir ruh halinde ulaşıyorum konya'ya saat 19:30 sularında..


pazartesi saat 20:00 santra'yla başlıyor büyük heyecan. iki takımda maça dengeli başlıyor konyadaki kötü gidişata istinaden konyanın baskılı başlamasını bekliyorum fakat sağolsun fuat yaman beni yanıltıyor. ilk devre daha kontrollü ve iyi olan taraf biziz. dakikalar 39'u gösterirken kıvanç soldan sürüklediği topla 3 kişinin arasına giriyor ve kaptırıyor topu ayağından bir salise sürmüyor bok atmamız fakat kıvanç'ın hırsla topu tekrar kapması 2 saniye sürüyor susuyoruz, içeri o presle içeri çevirdiği topa gelişine vuran köksal golü atıyor. 0-1 . santra yapılıyor takımda müthiş bir panik hakim top tutamıyoruz, top yapamıyoruz devre olması için dua ediyoruz ve ilk yarı bu skorla bitiyor.
ikinci yarı için buraya yazabileceğim pek bir şey yok açıkcası hiçbir şey yapamıyoruz futbol adına. uzun zamandır bu kadar aciz kaldığımıızı görmemiştim herhangi bir takım karşısında özellikle 55. dakikadan 70. dakikaya kadar müthiş bir baskı'ya maruz kalıp ölümüne kapanıyoruz. golü buluyor konya fakat ofsayt gerekçesi ile verilmiyor. televizyondan izleyenler iki penaltısının verilmediğini söylüyor konyanın. futbol şansının yanımızda olduğu ender anlardan birini yaşıyoruz konyada. böylesine bir keşmekeşin içinden çıkarıp alıyoruz sezonun en anlamlı ve önemli 3 puanını.


galibiyet müthiş. yolda espriler yapıyoruz ee ne yapacağız şimdi??? galip gelinince deplasmanda ne yapılıyordu şeklinde. dönüş yolunun bir çile'ye dönmesini önlüyor galibiyet. geldiğimiz gibi şen dönüyoruz mevlana'nın şehrinden. saat sabah 06:30 sularında eve girerken yaptığımızın delilik olduğunu itiraf ediyoruz kendimize her zamanki gibi herşey bittikten sonra, fakat herkesin kafasında ordu programı yaptığınıda adım gibi biliyorum. dediğimiz gibi "bu sevda bitmez, bu hasret bitmez". yollar hiç bitmez...

1 yorum:

  1. aci cekmektir isyan etmektir kosa kosa olumlere gitmek demektir canindan cok sevmek demektir karsiyakali olmak deliliktir.

    YanıtlaSil