ksk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ksk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Mayıs 2009 Çarşamba

ikinci raunt

 cumartesi günü epey geziniyoruz ankara'da gerçi hep aynı muhitteyiz çok büyük bir mavişehirin içindeyiz. o kadar heyecanlıyız ki daha geceden başlıyor vakit geçmemeye güzel yemekler ve sohbetler eşliğinde bitiriyoruz geceyi. kesinlikle uyuyamıyorum heyecandan. birazda okay kardeşimin senfonik horultuları da uyutmuyor. bir önceki geceki oda arkadaşımı mumla arıyorum. beklenen maç günü geliyor çatıyor uğur bozulmasın diye tekrar bilkent'te başlıyoruz içmeye 64 otobüs'ün yola çıktığını haber alıyoruz izmir'den. 100 ve üstü beklentimiz vardı fakat öğreniyoruz ki ankara tandoğan'daki miting sebebi ile aydın'a kadar taranmasına rağmen otobüs bulunamıyor. insanların maça gelebilmek uğruna belki bir otobüs daha ayarlanır diye 13:00 lere kadar çarşıda beklediğini öğrenince duygulanıyorum. bu sefer olacak sanırım diyorum içimden gerçekten çok inanmış durumdayız. stadın oraya ulaştığımızda saat 18:00. binlerce özel araç var. bir saat kadar bira içiyoruz stadın dışında. iyice kalabalıklaşıyor ortalık ve stada girmeye karar veriyoruz. rakip kasımpaşa tedirginiz çok, final takımı değiliz çünkü tecrübesiz ve genç bir takımız. maç başlıyor ve maça büyük bir şans'la başlıyoruz 3.dk 1-0 öne geçiyoruz herşey çok güzel stad bir karnaval yerine dönüyor taraftar inanmış yıkıyor ortalığı.

 golden sonra klasikleşmiş bir karşıyaka var sahada hücüm yerine daha çok skoru korumak üstüne kuruyor bütün planını ilk yarının sonu geliyor, artık heyecan çok büyük. son 45 dakika tamamlayabildiğimiz takdirde 14 yıldır uzak olduğumuz süper lige geri döneceğiz.
 ikinci yarı başlıyor kasımpaşa biraz etkili başlıyor bizim skor koruma üzerine kurulmuş olan oyun planımızda fazla değişiklik yok. 55.dakikada erhan'la skoru eşitliyor rakip takım o an hissediyorum elimizden kayıp gittiğini bütün sezonun emeklerinin. golden sonra iki takımda maçı uzatmaya götürmek istercesine sakin. nitekim maç uzatmalara gidiyor. ara ara oyunun değişik dakikalarında etkili oluyoruz golde kaçırıyoruz fakat golü bulamıyoruz. stadda inanılmaz bir tezahürat yapılıyor hepimizin tüyleri diken diken ve seslerimiz kısılmış durumdayken 115. dakikada geliyor bizi yıkan gol. yaklaşık 10.000 kişinin kabusu başlıyor. kimse tutamıyor gözyaşlarını bu kadar yaklaşmışken süper lige elimizden kayıp gidiyor. ankara'da yaşanmış bütün güzel anılar kapkara bir kabusa dönüşüyor. 
 maç sonunda aşırı motive olmuş bazı rakip futbolcuların el kol hareketiyle homurdanmaya başlayan tribünler, karşı takım seyircisinin sahaya girip bizim tribünlere doğru gelip el kol hareketi yapmasıyla iyice çıldırıp stada girerek maalesef istenmeyen bazı olayların yaşanmasına sebeb olmuştur. fakat buradaki güvenlik zaafiyetine'de değinmeden geçemeyeceğim bu kadar önemli maçın oynandığı stadın içinde 100 tane jandarmayla kontrol etmeye çalışırsan maalesef bir takım olaylarında yaşanmasının önüne geçemezsin. 
 
 sonuç olarak süper lig hayallerimizi bir sene daha ertelemiş olmanın verdiği buruklukla önümüze bakacağız. fakat şu önümüzdeki üç ayın nasıl geçecegine dair hiçbir fikrim yok.

ilk raunt




 14 mayıs perşembe akşamı fixx'de başlıyor hikayemiz. çok uzun soluklu bir yolculuk olacağı o akşam belli oluyor zaten. neredeyse hiç uyumadan geçiyoruz alana, gülmekten yanaklarımız ağrıyor ankara'ya inene kadar. kahvaltı falan derken bir anda bilkentte buluyoruz kendimizi eski mezunlar var yanımızda özlemişler. gırgır,şamata bitmiyor uzun süre boyunca ve çokça bira tüketildikten sonra kavga dövüş stadın oraya geçiyoruz ben erken geçtiğimizi düşünenlerdenim saat 13:00 staddayız maç 16:00'da. bir ova düşünün tam ortasına bir stad koymuşlar stadın bütün tribünlerinin üstü açık. cehennem sıcağı var stadın etrafında ama bize değil hemen stadın etrafında ki en serin ve gölge yeri bulup buzluktaki biralarımız içmeye devam ediyoruz. artık sarhoşuz ve maça girmeye hazırız fakat orada seri serin soğuk biraları içerken hesaplayamadığımız bir şey var oda tribünün çok fena sıcak olduğu. maç başlıyor hepimiz kavruluyoruz takribi 5 dakikada bir aşağıda neredeyse duş alıyoruz. ilk 45 dakikayla ilgili tek hatırladığımız şey devamlı su içtiğimiz. ikinci yarı maçında stresi ile ayılmaya başlıyoruz fakat hala çok sıcak. çok ksır bir maç oluyor iki tarafta çok temkinli oynuyor olası bir hatanın geri dönüşü yok elenen veda edicek süper lig hayaline. maç uzatmaya gidiyor stresten kimse kimseyle konuşamıyor ilk yarı üstü çıplak dans eden sarhoşlardan eser yok. ve uzatmalardada eşitlik bozulmuyor. maç penaltılara kalıyor. kerem'e güveniyoruz nitekim 3 tane penaltı kurtararak finale adımızı yazdırıyor kerem. inanılmaz bir sevinç yaşıyoruz maçtan sonra çok yakınız bir tane 90 dakika kalıyor 14 yıllık özleme..

18 Mayıs 2009 Pazartesi

4 Mayıs 2009 Pazartesi

playoff yolcusu kalmasın

 çok uzun bir gün oluyor cumartesi günü. klasik cumartesi koşuşturmaları oradan oraya derken sonunda foça'ya huzura ulaşıyoruz. hayat çok yavaş ve sakin foçada çok özlemişim. çok keyifli sohbetler esnasında farkına bile varamıyoruz esasında yemekte olduğumuzun. kalmak lazım ama mümkün değil yarın maç var... dönüş yolunda camdan dalıp gitmişim playofflar nerede olur acaba? bünye çok yorgun ama devam diyorum. avni'ye gidiyorum biraz sohbet biraz dertleşme biraz chicago boston maçı eşliğinde günü ağartıyoruz.

 maç günü geliyor çatıyor bütün sezonun emekleri bu son 90 dakika'da belli olacak. gidilen onca yer, yaşanan o kadar heyecan,hüzün ve sevinçlerin babası bu son 90 dakika. iddaa kuponları sivas maçı derken atıyoruz kendimizi sokağa, dayanamıyor bünye heyecandan. fırtına öncesi bir dinginlik var içimizde.nevruşu alıp geçiyoruz stada. saat 17:27'de giriyorum stada boluspor lu topçular ısınıyor önümde alsancak stadını özlemişim direk iletişim kurabiliyorsun tribün stada çok yakın çünkü. tribünler yavaş yavaş doluyor santra ile birlikte kapanıyor kapalı tribünün kapısı stada doluya çok yakın. 

 istekli başlıyoruz maça yavaş yavaş oyunu rakip sahaya yıkıyoruz. top yapıyoruz. rakip takım sakin garantilemiş durumdalar playoffu. dakikalar 24'ü gösterirken yaklaşık 50 dakika sürecek bir kabus başlıyor. bir kontra atak inanılmaz bir gol yiyor kerem. golü atan uğur(altyapımızdan yetişen eski karşıyakalı) sevinemiyor golü attığına. 0-1. kendimize gelemeden 5 dakika sonra rıdvan direk kırmızı kartla oyundan atılıyor donup kalıyorum yerimde kımıldıyacak halim yok kısmi bir felç durumu var vücudumda.sigarayla sigara yakıyorum. devre bitiyor. devre arasında hepimiz isyanlardayız herkese sallıyoruz (bkz:eleştirmek). çok emek verdik bu sene böyle bitmemeli diyorum içimden. ikinci devre başlıyor hareketliyiz ve yükleniyoruz. 55. dakikada buluyoruz golü. zafer sağdan sürüklediği topu ferhatla buluşturuyor sadece dokunuyor ferhat.1-1. iki dakika içinde tekrar bir şok golü görüyoruz kalemizde.1-2. takribinde adanadan gol haberi geliyor playoffu kaçırmak üzereyiz herkes çok gergin dakikalar akıyor. 74. dakikada zaferin ortasıyla önder atıyor golü.2-2. çok güzel bir dakikada geldi gol herkes inanıyor çevireceğimize bu maçı. dakikalar geçtikçe stres artıyor şuursuz bir baskı kurduk. ama girmiyor girmiyor yok çizgiden çıkarıyorlar yok kaleci çeliyor bir türlü olmuyor gol.4 dakika uzatma gösteriyor hakem. çok zor karşıyakalı olmak ömrümden bir 5 yıl gitti sanırım. 90+3 fuat çıkıyor içeri doldurulmuş serbest vuruşa kafasını sokmasıyla birlikte yıkılıyor stad gollllll.3-2. aynı anda altayın gol haberi geliyor playoff gitmişken son dakikada garantiliyoruz playoffu. altayla ödeştik. kimse hakim olamıyor gözyaşlarına sinirler alt üst olmuş.ve 90+3 te o kabus yerini bir rüyaya bırakıyor. 

 şimdi burada sakin kafayla dikkatleri çekmek istediğim bir kaç nokta var. dün aşırı motive olmuş bir karşıyaka vardı sahada 28. dakikada rakip oyunucunun kaval kemiğine basan 17 yaşındaki rıdvanın başka bir açıklaması yok. 2-1 mağlup iken topu dağlara taşlara vuran uğur'a sataşan kerem. girdiği her her ikili mücadelede bir şekilde rakibi indiren ve sonunda atılan kıvanç. hakeme isyan ederek sahadan atılan yardımcı hocamız yalçın hoca. dün bu aşırı motivasyon az kalsın bize çok pahalıya mal oluyordu. fakat bunca olumsuzluklara rağmen bu noktadan böyle önemli bir maçı döndürebilmek çok büyük bir başarıdır. 

 playoffdayız artık iki 90 dakika daha atlatabildikmi yenilmeden superligdeyiz. bu sezon alkışlar önce bu büyük taraftara. taraftarın azmiyle gelindi sayılır buralara. reha hoca için zaten buraya yazabileceğim bütün kelimeler yetersiz müthiş bir taktisyen 15 trilyon bütçeyle playoffa kalamayan takımlar var ligde. futbolcular bu kısıtlı imkanlara rağmen mücadeleyi son saniyeye kadar bırakmayıp müthiş bir geri dönüşün mimarları oldular dün akşam. yönetim elindeki kısıtlı kaynakları akıllıca kullandı ve elinden gelen herşeyi yaptı. bu playoff zaten hakkımızdı ve aldık. şimdi futbolcusundan taraftarına hocasından yönetimine herkes bu kadar kenetlenmişken yaratılacak bir maddi kaynak'la süperlig çok yakın inşallah bu tarihi fırsatı tepmeyiz.

21 Nisan 2009 Salı

manisa'nın ardından

pazar akşamüstü başladım ben maçı yaşamaya osmanbey parkında toplantı ardından dernekte ince ince içildi. devre arasında yapılabilecek 2-3 takviye'nin bize süperlig'i getireceğine inanmış taraftarlar o kumarın oynanması gerektiğini düşünüyorlar. neden takviye yapılamadığı üzerine derin analizler bir çok rakıdan sonra epey bir telefon trafiği yaşanıyor başka bir kampla aşkitom sağolsun. artık ok yaydan çıkıyor otobüslerin hangi güzergahtan getirileceği üzerine sesli düşünüyoruz. o an farkına varıyorum sanki bir bursa sanki bir eskişehir gelecekmiş gibi bir karşılama düşünülüyor. içim burkuluyor karşımızdaki tribün serçe parmağının tırnağı olamaz yukardaki tribünlerin. bir yanımda o kadar nefret dolu ki suç cezasız kalmaz diyorum ceza kesilmeli böyle ikilimler içinde pazartesi sabahı oluyor. maç saati bir türlü gelmiyor atıyoruz kendimizi işten dışarı sakinleşmek lazım. 19:00 sularında tribüne geçiyoruz . stada geldiğimiz güzergahtaki cam kırıkları herşeyi anlatıyor hoş gelmişler diyoruz biz de sizi bekliyorduk. ve maç başladı...

manisa buraya beraberliğe gelmiş öyle çok tempolu bir oyundan ziyade top yapıyorlar.bizde bu durumdan istifade yükleniyoruz.ara ara küfürleşmeler oluyor tribünlerde ama daha çok takımımızı destekliyoruz.tribün olarak gerçekten inanmış bir 10,000 kişi yürekten destekliyor takımını istanbuldan kardeş semtimizden telefonlar geliyor yıkıyorsunuz tribünü diye devam desteğe.ilk yarı bir kaç pozisyon ve iyi bir mücadele var bizim açımızdan sahada.ikinci yarı başlıyor yine istekli ve etkili taraf biziz kazanacağımızı hissediyor herkes. ilk değişiklik bizden zafer giriyor rıdvan çıkıyor.zafer'in girişiyle çok iyi bir ivme kazanıyor takım hücüm hattında.altay maçından beri sakat olmasa en az fazladan 8-10 puanımız vardı diye düşünüyorum içimden. ve 72. dakikada gol geliyor. taha o kadar güzel bir ara pas veriyor ki ben de o sıra üçgene basıyorum elimde sanki joypad varmışcasına.ferhat o kadar güzel dokunuyorki defans ve kaleci ufuğun üstünden ağlara gidiyor.yıkıyoruz stadı hepimizin gözleri doluyor kardeşimiz için alacağız bu maçı.. stad gerçekten yıkılıyor inanılmaz bir tezahurat var tribünlerde.manisa bir anda hareketlenmeye başlıyor.bizde yine bir panik başlıyor. taraftar oley çekerken ben erken bu işler için diyorum onaylıyor avni. dakika 85 zafer,ferhat ve cihan korner direğinin orada zaman çalma girişimindeler topu alamadıkça daha çok gerilen manisalılar faul yapıyorlar sert bir şekilde ardından itiş kakış derken saha karışıyor yöneticiler yedek kulübeleri birbirine giriyor uyuyan takımı uyandırıp hırslandırıyoruz bunlara hiç gerek yok diyorum sakinleşebildiğimde.hakem 2 kırmızı kart çıkarıyor direk. 5 dakika uzatma heyecandan titriyorum bitmiyor bir türlü maç.ve sezer çıkıyor sahneye 35 metre boş top sürüp sert vuruşla topu filelere gönderiyor.şöyle bir görüntü kazınıyor beynime 10 futbolcumuzun 10 u da yerde yığılmış kalmış ve kulübesi yöneticisi sevinçten birbirine girmiş bir manisa.bu golün aynısını olcan geçen sene antalyada atmıştı o sevincin nasıl bir sevinç olduğunu çok iyi biliyorum oradaydım.şimdi karşı taraftayım karanlık yüzünü tecrübe ediyorum canım acıyor gerçekten kendi kendimize bu hale getirdik bu maçı çünkü.1-1 bitiyor maç.

iki haftadır son dakikada kaybediyoruz ilk altı şansının artık iyice elimizden kayıp gitmekte olduğu fikirindeyim.kelimeler yetersiz şu anda hissettiklerimi tarif etmekte.bu sezon gerçekten çok emek verdik bu işe,uğruna can verdik eğer en azından playoff'a kalamazsak çok yazık olacak.maç sonunda özgür abilerine yapılan saygısızlık için özkanlar'a yayan olarak polis'den cop yiyeceğini yada alınacağını bile bile gidenleri gördükçe duygulandım.

13 Nisan 2009 Pazartesi

bir istanbul hikayesi

  istanbul istanbul olalı böyle bir hafta sonu görmemiştir. cumartesi 13:20 sularında ayak bastık istanbul a. hayatımızın şu andaki en büyük hikayesi bank asya 1. lig olduğu için altay kasımpaşa maçıyla başladı istanbul seyahatimiz. ilk yarıda kasımpaşa yükleniyor sağlı sollu ataklar direkler derken ilk yarı bitiyor. altay kazanır diyoruz ikinci yarı kasımpaşa yine etkili fakat golü altay buluyor ve kazanan taraf oluyor. maçın bitişiyle atıyoruz kendimizi bebeğe muhteşem bir hava hayat ve trafik felç. "yaşanmaz kardeşim bu istanbul'da sadece 3 veya 4 günlük tatile geleceksin" klasikleşmiş izmirli mottosu dilimize pelesenk oluyor. sonrasında asmalıda rakı dostlar ve hamza üçlemesiyle epey içki tüketiyoruz keyifler zirvede sohbetin tadından yenmiyor. ara ara gülme krizlerine kapılıyoruz etrafımızda fazla insan kalmıyor allah allah diyoruz. kalkıyoruz bir iki kapı yapıyoruz asmalıda aradan birçok ve gereksiz shot kadar zaman sonra içses artık eve gitmek lazım uyarılarında bulunuyor deplasmanda olduğumuz için dinliyoruz içsesimizi ve eve doğru yol alıyoruz. evde hayata dair o kadar derinlere iniyoruz ki kimi sunumlar ve kimi şemalar (bkz: The hot/crazy scale) kadar zaman sonra uyuyoruz.ve maç gün yine bir deplasman, yine her zaman olduğu tribünde yerimizi almışız armamızın peşindeyiz. maça girmeden önce klasikleşmiş deplasman repliğini soruyor herkes birbirine:
"_otobüsler neredeymiş?
_karadan gelmişler karagümrüklülerin yanındalarmış   
_kaç otobüs çıkmışlar ? 
_7 ama birisi bozulmuş yolda"
bir günde yola çıkan kadar otobüs ulaşabilse gittiğimiz yere çok şaşıracağız zaten.
maç öncesi o kadar eminim ki galibiyetten çift forvet çıktığımız takdirde çok rahat bir galibiyet alacağımızı belirtiyorum nitekim çift forvet başlıyoruz. morallerimiz çok yüksek güngören çok etkisiz, biz iyi başlıyoruz ve golüde buluyoruz. ferhat eserin ağzına bir uzay ortası yapıyor eser 3 kişinin içinden dokunuyor kafayla öne geçiyoruz. devre arasında rize - adana maçının berabere bittiği haberiyle keyfimiz artıyor yenersek ilk altı için önemli bir avantaj yakalayacağız. ikinci yarıdada iyi olan taraf biziz cılız ataklar geliyor güngören'den ve epey uzaktan bir serbest vuruş kazanıyorlar. 4 kişilik baraj istiyor kerem ve önüne geçen futbolcuyu ittirerek uzaklaştırmasını istiyor kıvanç'tan. mesafe o kadar uzak ki tribünde makara yapıyoruz hamza'yla hayatında kaç golün var oradan şeklinde hamza vuruyor ve gol. susuyoruz. en azından şimdi bir tane  var 1-1. dakika 60 yine geriliyoruz. güngören tribünleri ayağa kalkıyor golle birlikte düşmemeye oynuyorlar her puan altın değerinde onlar için. ben hala çok eminim rahat olun atacağız bir tane diyorum. dakikalar 75 i gösterirken maçın en iyilerinden eser o kadar hızlı, kıvrak ve güzel dönüyor ki düşürmek zorunda kalıyorlar eser'i penaltı. cihan yılmaz vuruyor 2-1. bitti bu iş diyorum ben söyledim size rahat olun. reha hoca ışık hızıyla çıkarıyor yunus'u rıdvan oyunda yerine gülüşüyoruz. kimi arkadaşlarımız ve hatta yunus bile fark edemiyor çıkarıldığını o kadar hızlı reha hoca. güngören çırpınıyor bir puan için dakika 90 korner'den dönen top o kadar güzel önüne düşüyor ki turgut'un sakat top diyen arkadaşımın cümlesi bitmeden takıyor 90'a 2-2. kerem topu dahi göremiyor hava alanında'da itiraf ediyor zaten pozisyon dahi alamadığını topu göremediği için. ve maç bitiyor çok şanssızız bu aralar her biten 90 dakika maalesef ilk altı şansımızı zora sokuyor. maç üstüne söylenecek pek bir şey yok hamleler diziliş her şey doğru. ilk yarıda epey yanımızda olan futbol şansını arıyor gözlerimiz ama maalesef bu devre pek bize uğramıyor. eve dönüyoruz morallerimiz bozuk evdeki arkadaşlarımızın enerjisiyle çabuk geliyoruz kendimize pizza ve derbi ikilisini tercih ediyoruz. pizzaları iki kişi taşıyabiliyor yukarıya acıkmışız biraz. rezil bir derbi izliyoruz ne şiş yansın ne kebap zihniyetinde bir hakemin maçın sonunda çirkinliklere sebep olduğunu düşünüyoruz. uçakta çok keyifli bol kahkahalı bir sohbet eşliğinde iniyoruz izmir'e. emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim herkese iyi haftalar..

8 Nisan 2009 Çarşamba

ilk ikinin ardından

büyük bir hüzün hakim hala içime. iyi oynadığımız maçlarda kaybettmeyi pek hazmedemiyorum. fakat bu maça gelene kadar yazılıp çizilip üstünde tartışılması gereken o kadar çok konu varki. diyarbakır maçına gelirsek klasikleşmiş olan deplasman dizilişiyle çıkmıştı takım sahaya o an farkettim zaten ilk ikinin kaçmış olduğunu. 4-5-1 bu diziliş malesef size puan cetvelinde sizden daha rahat ve üstteki takımı yenebilmenize olanak sağlamaz aksine karşı takımın ekmeğine yağ sürer. şimdi burada durup biraz hoca ve yunus üstüne fikir yürütelim. gerçek : teknik  direktör ile futbolcu ilişkisi bir iş ilişkisi olsa futbolcudan beklenti nedir ? futbolcu takıma maksimum katkısını sağlayacak teknik direktörde bu katkıyı alabilmesi gereken ortamı sağlıyacak. benim tanımım bu yönde. devam edelim ilk yarıya bakalım yavan pozisyonsuz sarı kartın dahi çıkmadağı düşük tempolu bir maç. pozisyon açısından en önemli pozisyonumuz 10. saniyede ferhatın bir hatalı geri pasın arasına girmesiyle fakat golle sonuçlandıramamasıyla gerçekleşti. daha baskılı ve istekli taraf bizdik ilk yarıda. ikinci yarı diyarbakırın bizim bireysel hatamızdan kaynaklanan golünden sonra risk alıyoruz ve ikinci golü görüyoruz kalemizde. bu arada yunus giriyor takım dinamikleşiyor en az 3-4 net pozisyon kaçırıyoruz falan derken maç bitiyor. baktığımız zaman diyarbakırın işine yarıyor 4-5-1 taktiği. 2 pozisyon 2 gol forvet faktörü malesef. şimdi artık ilk iki baskısı kalktığına göre takımın üstünden bu hafta güngören maçında çift forvetli bir karşıyakanın patlama yapacağını düşünüyorum. özelliklede rize adana karşılaşması varken bu hafta. istanbulda olacağız takımımızı hocamızı desteklemeyi sürdüreceğiz fakat gördüğümüz yanlışlarıda dile getireceğiz. maçta görüşmek üzere...