8 Nisan 2009 Çarşamba

ilk ikinin ardından

büyük bir hüzün hakim hala içime. iyi oynadığımız maçlarda kaybettmeyi pek hazmedemiyorum. fakat bu maça gelene kadar yazılıp çizilip üstünde tartışılması gereken o kadar çok konu varki. diyarbakır maçına gelirsek klasikleşmiş olan deplasman dizilişiyle çıkmıştı takım sahaya o an farkettim zaten ilk ikinin kaçmış olduğunu. 4-5-1 bu diziliş malesef size puan cetvelinde sizden daha rahat ve üstteki takımı yenebilmenize olanak sağlamaz aksine karşı takımın ekmeğine yağ sürer. şimdi burada durup biraz hoca ve yunus üstüne fikir yürütelim. gerçek : teknik  direktör ile futbolcu ilişkisi bir iş ilişkisi olsa futbolcudan beklenti nedir ? futbolcu takıma maksimum katkısını sağlayacak teknik direktörde bu katkıyı alabilmesi gereken ortamı sağlıyacak. benim tanımım bu yönde. devam edelim ilk yarıya bakalım yavan pozisyonsuz sarı kartın dahi çıkmadağı düşük tempolu bir maç. pozisyon açısından en önemli pozisyonumuz 10. saniyede ferhatın bir hatalı geri pasın arasına girmesiyle fakat golle sonuçlandıramamasıyla gerçekleşti. daha baskılı ve istekli taraf bizdik ilk yarıda. ikinci yarı diyarbakırın bizim bireysel hatamızdan kaynaklanan golünden sonra risk alıyoruz ve ikinci golü görüyoruz kalemizde. bu arada yunus giriyor takım dinamikleşiyor en az 3-4 net pozisyon kaçırıyoruz falan derken maç bitiyor. baktığımız zaman diyarbakırın işine yarıyor 4-5-1 taktiği. 2 pozisyon 2 gol forvet faktörü malesef. şimdi artık ilk iki baskısı kalktığına göre takımın üstünden bu hafta güngören maçında çift forvetli bir karşıyakanın patlama yapacağını düşünüyorum. özelliklede rize adana karşılaşması varken bu hafta. istanbulda olacağız takımımızı hocamızı desteklemeyi sürdüreceğiz fakat gördüğümüz yanlışlarıda dile getireceğiz. maçta görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder